bi’ uyusam geçecek. her şey. zamanın öncesinden beri kafamın içine akan, orada biriken, barajlar dolduran, barajlardan taşan, kafatasımın duvarlarına baskı yapan; tüm bu baş ağrılarım. bi’ uyusam. geçecek. gözümü kapatmamla açmam arasında. puf. bir bakmışım yoklar. bir bakmışım. mutluluk kırıntıları. hayır, hayır, mutluluk denemez; yalan söyleme, söyleme, söylemesene, ne zaman mutlu olabildin, ne zaman GERÇEKTEN mutlu olduğunu ifade edebildin, ne zaman GERÇEK ‘ben’inin damarlarında o s ile başlayan hormonumsu aktı. yalancısın, yalancı, uyuyamıyorsun da. bi’ uyusam, uyuyabilsem, geçecek. kaybolacaklar. baş ağrılarım çoktur benim, her yerdedir, darmadağınıktır aynı masam gibi. kimisi sağda kimisi solda kimisi tam alnımın ortasında böyle, zonk zonk zonklar; kimisi kulak zarımda atar, iğrenç şey, kimisi şakaklarımda iğne iğne iğne… bi’ uyusam. uyuyabilsem. ağrılarım ancak öyle azalır. hatta kaybolur bir anda. puf. sıfır. kundakta bebek gibi olurum bir anda. kahvaltımı yaparım, kahvaltıları çok severim, her çeşidini, kahvaltılar hayatımın büyük bir parçası, çok severim hepsini. sabahını da öğlenini de akşamını da, gece yarısı da ne güzel gider kızarmış ekmeğin üzerine tereyağı bal yahut peynir ve domates. kahvaltıları çok severim, bir de onu ve onları çok severdim, onunla ve onlarla kahvaltı yapmayı çok çarpı iki kere severdim. baş ağrılarım çok fazla. bi’ uyuyabilsem. geçecek, uyanınca gözlerimi açınca, puf
sonra uyanırım. kahvaltı yaparım işte güzel güzel, ne yerim, ne yerim, güzel bir omlet yaparım belki bol peynirli yanına da domates mis, krep olabilir yahut, şöyle güzel çikolatalı meyveli yanına da bir kupa çay; sonrasında bir sigara, iki sigara, bir kupa çay daha sıcacık, balkonda şöyle güneş daha yakıp terletmiyorken, bu nemli memlekette güneş bir saatten sonra nasıl terletir. üç sigara, dört sigara derken öylece oturup kalırım belki, baş ağrılarım da olmadan mis gibi. arkadan bir şarkı çalar sürekli tekrarda, takıntılıyımdır çünkü biraz bazen takılır kalırım bir şarkıya, sözlerini de ezberleyemem bak yine, öyle dinlerim dinlerim dinlerim sonra biter sigaram bitince. bir daha da hatırlamam şarkıyı. kendisi karşıma çıkarsa ayrı, özlem gideririm belki belki de gidermem. zira gerek yok çok üstüne gitmeye, beş sigara altı sigarada bana yoldaş olmuştur ve orada kalmıştır, hoş bir anıdır güneş doğmuşken kahvaltı sonrası bir kupa çayla. yerini başka şarkıya bırakmalıdır, bırakır da, ben çok dayanamam çünkü öyle hep aynı şarkıya. bi’ uyuyup uyanabilsem, geçecek baş ağrılarım, kahvaltımı da yaparım, bi’ uyuyabilsem. puf
sonra otururum koltuğuma. ekranda konuşan insanları falan izlerim, müzik falan açarım belki, belki kitap okurum belki kitap yazarım; ben bunları yaparken kapı çalar herhalde birden, kapıyı bir açarım bir iki üç insanlar tanıdık. gelirler otururlar koltuklarıma, yatamam onlar gelince sığmak gerek, ne güzel yatıyorduydum oysa. şişelerle gelirler kesin böyle şıngırşıngır ne de gürültülü, tadı da güzel meretin, rahatımı bozsalar da bir iki üç insanlar da güzel, ortada bir iki küllük olur sonra beş on on beş sigara bir yandan laflar laflar küfürler laflar dedikodular falan. ne kadar boş ama ne kadar ruh doyuran aktiviteler insan kendini iyi hissediyor damarlarda s akmasa da n ve a akarken güzel insanlarla bir çember, yok çember değil de yamuk yapmışız koltuklarda. ta tepedeki saatte akrep yelkovan dönmüş durmuş, bir iki üç insanlar gider ben yine balkona çıkarım el sallarım arkalarından. otururum sandalyeye arkadan bir şarkı çalar yine tekrarda tekrarda ama sabahki olmaz başka şarkıdır bu sefer, güneş batıyor olur kesin böyle gök kırmızı sarı turuncu pembe mor mavidir. çay değil de şişe alırım yanıma ısınmıştır o da tadı bozuktur ama zaten anlayacak halde değilimdir ki ben, bir sigara iki sigara yakarım. baş ağrılarım yoktur hala mis. bi’ uyuyup uyanabilsem geçse baş ağrılarım, kahvaltımı yapsam, insanlar da gelir gider, bi’ uyuyabilsem, puf
sonra yatarım yatağıma bir sigara iki sigara. üç yüz beş yüz bin kelime yazarım üç sigara dört sigara. kapım çalar kesin yine birden, yalnız kalmak günahtır çünkü, yalnız kalmak çürütür, yalnız kalmak baş ağrılarını çağırır böyle gel gel yapar bir yaşında bebek gibi. bir kişi gelir bu sefer. öncekilerinkinden büyük bir şişe getirir umuyorum ki, kırmızı yahut hafif pembe gibi, uzatır bana şişeyi ben derim ki daha sonra içilir bu, tutarım kolundan içeri, daha içeri yatağa, ben ona dokunurum o bana dokunur, dokunmamak günahtır çünkü, dokunulmazsa dokunulmaz olursun çürürsün kedilerin yer leşini. on beş yirmi yirmi beş dakika en fazla otuz dakika döneriz o yatakta değirmen gibi, ne az ne fazla, fazlası olmaz zira gerek yok çok üstüne gitmeye, güzel bir vakittir geçen ve öyle kalmalıdır daha ilerlemeden, zira en güçlü boşalma bile on beş saniyeden fazla etki etmez, kalırsın dümdüz tavana bakarsın öyle, tavanıma yıldızlar yapıştırdım sırf bu yüzden, çünkü o an çok sıkıcıdır fakat yıldızlar değil. yapma yıldızlara bakarken bir sigara, kişiye bir başka sigara, büyük şişeyi açarım iki de tombul, tek bacaklı bardak, derim ki şimdi içilir bu. şişe bitti mi kişi de biter gider, ben de kalkarım balkona çıkarım el sallarım kişiye, otururum sandalyeme arkada bir müzik tekrar tekrar tekrarda, sabahki veya akşamkiyle aynı olmaz bu gecedir, çay ya da küçük şişe değil tombul tek bacaklı bardak olur elimde bu kez, bir sigara iki sigara. sigara da pahalı bu zamanda, çok içmesem iyi, yine de içiyorum güzel şey meret, para çok gidiyor ama hak. sigaralar biter müzik biter girerim içeri. bi’ uyuyup uyanabilsem, geçse baş ağrılarım, kahvaltımı yapsam, insanlar da gelip gitse, bir kişi gelir haz gelir gider, bi’ uyuyabilsem, puf
sonra ya otururum koltuğuma ya yatarım yatağıma. artık kararır hava böyle camdan içeri ay ışığı girer ne de çok severim o ışığı, bedenimin üstüne düşünce çok güzel görünür uzuvlarım, lambayı açmam hiç, ay ışığı güzeldir, karanlığı aydınlatmaz ama güzel olur. öyle yatarım, bir sigara iki sigara üç sigara. baş ağrılarım gelir orada. aynı şu an. şu an o andayım, o an da şu anda olacağım. o ana geçmemek için şu anda mı kalsam, zira takvimdeki sayı her arttığında baş ağrılarım da katlanır, çoktur baş ağrılarım, kafamın her tarafındadır, o an artacak iyice. bi’ uyuyabilsem uyanırım, baş ağrılarım geçer, kahvaltımı yaparım, insanlar gelip gider, kişi gelir haz gelir gider, baş ağrılarım geri gelir ay ışığıyla, bi’ uyuyabilsem, puf ama sonra yine aynı tantana aynı baş ağrısı aynı tas aynı hamam, hamamları da hiç sevmem nemli nemli memleketim gibi. bi’ uyuyabilsem ama ne anlamı var, o an da şu an bu an olacak, iki an arasındaki haz için uyumalı mı, uyumasan baş ağrın devam eder, bir noktada geçer mi acaba, hiç bilemiyorum. bi’ uyusam mı. geçer baş ağrılarım.
bi’ uyuyabilsem. gözkapaklarım küs birbirine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder